Lyon

Güzel bir Mayıs ayında yolumun düştüğü Lyon şehri Fransa'nın üçüncü en büyük şehri olup, şuan UNESCO'nun Dünya Mirası olarak korunmaktadır. Şehir ortasından geçen nehir ile ikiye bölünmüş ve bu şekilde yapılaşmıştır. Nehrin bir tarafı Eski Şehir "Vieux Lyon" olarak korunmuş, diğer tarafı ise gelişerek büyük bir şehir sınıfına geçmiştir. Turistik bir gezi yapıyorsanız zamanınızın çoğu Eski Şehir denen tarafta geçecektir.
Öncelikle şehir merkezinde bulunan Place Bellecour meydanında biraz turlayıp, ara sokaklarını gezip cafelerini keşfetmenizi öneririm. Tabi ki güzel bir Avrupa şehri bulacaksınız bu meydan'da ve sokaklarda...

Gelelim bu güzel Fransız şehrinin gezilecek yerlerine..
Dediğimiz gibi turistik bir gezi için geldiyseniz vaktinizin çoğunu Vieux Lyon diye anılan eski şehir tarafında geçireceksiniz. Place Bellecour'dan dümdüz nehire doğru yürüyüp, ismiyle ünlenmiş "Pont Bonaparte" köprüsünden geçerek eski şehire ulaşabilirsiniz. Buradan sağ tarafa çok kısa bir yürüyüş ile "Place Saint Jean" meydanına ulaşabilirsiniz. Bu meydan aslında Lyon Katedrali'nin yani "Saint Jean Baptista de Lyon" un ismini almıştır. Göreceğiniz ilke yerler arasında bulunan bu katedrale giriş ücretsiz ve içerisi sizi çok etkileyecek. Ayrıca bu katedralde bulunan Astroloji Saatini de görmeden geçmeyin.

Saint Jean Baptiste de Lyon

Normalde Avrupa şehirlerinde, şehrin en etkileyici yapıları en büyük katedralleri olur. Ama Lyon'da öyle değil...
Eski şehirin merkezinden bir fünikuler sizi alıp Fourviere Tepesi'ne çıkardığında bunu anlayacaksınız. Burada bulunan Notre-Dame de Fourviere Bazilikası hem konumu, hem manzarası hem de mimarisi ile sizi gerçekten çok etkileyecek. Bu bazilikaya'da giriş ücretsiz... Bu bazilikada beni şaşırtan şey, iki katlı olmasıydı. Ayrıca içinde farklı farklı dekore edilmiş, farklı aziz ve azizelere ithaf edilmiş, küçük küçük şapeller var. 

Notre-Dame de Fourviere Bazilikası

Ayrıca Foruviere tepesine çıktığınızda Lyon'un eski şehirinden bütün şehre bakarak, harika bir manzaranın keyfini çıkarabilrisiniz. Bu tepeden Katedral'i, Eski Şehir'i, nehiri, Pont Bonaparte'ı ve Place Bellecour'u ve birçok yapıyı aynı karede görmeniz mümkün. Bir de nedenini tam anlayamadığım bir şekilde bu tepeye bir Eyfel Kulesi Replikası yapmışlar. Sorduğum kişiler baz istasyonlarının kötü görüntüsünü kapatmak için yapıldığını söylediler, onların yalancısıyım...

Eski şehir'de gezerken acıkmanız ve yorulmanız çok olası. Kesinlikle bu alandaki sokak aralarında bulunan restoran ve kafeleri tercih etmenizi öneririm. Ortamı ve dekorsayonu hoşunuza giden bir mekana oturup, yorgunluğunuzu atabilir ve bir Fransız şehrinde olmanızın tadını çıkarabilirsiniz. Buradaki restoranların çoğunda farklı tipte fiks menüler ile size ekonomik çözümler sunuluyor. Size de şarabınızı yudumlamak kalıyor.

Tabiki bu şehirde yapılabilecek birçok şey ve gezilecek birçok yer var...
Arzu edenler Parc de la Tete d'Or parkında çimlere uzanıp hayallere dalabilir, arzu edenler Musee des Beaux - Arts müzesine gidip birçok sanat eserini görebilir veya Musee des Confluences müzesinin dış mimarisini dakikalarca seyredebilir.

Herkese iyi gezmeler dileriz...