Şimdilik Bodrum'u sadece bir haftasonu kaçamağı olarak ziyaret etsek de, ileride daha fazla geleceğimiz kesin..Arkadaşımız Nagihan, eşi ve henüz yolda olan bebeğiyle Bodrum'un Gündoğan beldesinde, sakin, huzurlu, dağlara, yeşile bakan şirin mi şirin bir evde oturuyor.
Hamile arkadaşımız Nagihan'ın evinin manzarası |
Cuma gecesi Pegasus'tan 00:00'da kalkacak olan uçağımız 1,5 saat rötarla kalktı, varışımız neredeyse gece 03:30'u bulmuştu. Pegasus ucuz uçak bileti sunuyor sunmasına ama sık sık rötar yapması, teknik yetersizlikleri vs. nedeniyle her seferinde keşke fazladan ödeseydim de THY ile uçsaydım dedirtiyor. Öyle böyle derken Nagihan'lara geldik. Herkes çok yorgun olduğundan azcık hoş beşten sonra hemen uyuduk. Sabah da kalkıp Bitez'e doğru yola düştük. Gündoğan'dan geçen minibüsler ile önce Bodrum merkeze ordan da bir diğer minibüsle Bitez'e geçilebiliyor, toplamda 50 dk sürüyor. Bitez'de sıra sıra yer alan plajlardan ağaçların gölgesinde bol minderli, hamaklı, ön kısmında da şezlongu bulunan Okaliptus'a gittik ve hemen minderlere uzandık. Kahvaltı niyetine birşeyler atıştırdıktan ve gölgede keyiften sonra attık kendimizi masmavi sulara. Bitez'in denizi sıcak sayılır, çok derin de değil, saatlerce denizde vakit geçirip sohbet ettik, suyun keyfini çıkardık. Arada da tabiki hamaklara, minderlere uzanıp keyif yapmayı, buzz gibi bira eşliğinde midye dolma yemeyi ihmal etmedik:)
Akşamüstü 18:00 civarı otelin hesapları kapatıyor olmasıyla kalkıp evimize döndük. Akşam yemeğini Gündoğan'ın sahil kısmındaki balıkçılarından birinde yemeyi planladığımızdan akşam için hazırlanıp 10-15 dk mesafedeki sahil kısmına indik. Sahil boyunca bir sürü restoran mevcut ancak rezervasyonsuz yer bulmak neredeyse imkansız. Bizim de rezervasyonumuz olmadığından arka köşe masalardan birine talim etmek zorunda kaldık ama restoran da mezeler de balık da çok lezzetliydi o yüzden çok sorun etmedik. Özellikle barbunun tadı müthişti..Kalamarı, deniz börülcesi, acılı patlıcan kızartması, haydarisiyle kurduk yine rakı soframızı..Kapanışı da tabiki meşhur Bitez dondurmacısıyla yaptık, dondurmalar has meyvelerden yapılmıştı ve hepsinin lezzeti harikaydı! Sahilde yürürken dümdüz denizin çekiciliğine dayanamayıp, dizlerimize kadar denize girdik, akşam yüzmenin keyfi de ayrı olsa gerek..
Yemekler bittikten sonra resim çekinmeyi hatırlayabildik:) |
Pazar günü ise dönüş saatimizin 18:00 olması nedeniyle Gündoğan sahilinde denize girmeye karar verdik. Evde yapılan mükellef bir kahvaltının ardından sahile geldik. Sahilde Nagihan ve eşinin geçen kış tanışıp ahbap olduğu bir beyin işlettiği plajı tercih ettik. Bitez de güzeldi ama Gündoğan'ın denizi bir başka güzel, bize Çeşme'yi hatırlattı. Öğleden sonraya kadar denizin kumun tadını çıkardık ve maalesef dönüş vakti geldiğinden eve doğru yola çıkıp hazırlanmak durumunda kaldık..
Gündoğan |
Yine Gündoğan'dan Bodrum Merkez'e giden minibüslere bindik ve merkezden kalkan Havaş otobüsleriyle havaalanına vardık.Havaalanına vardık varmasına da sevgili Pegasus teknik nedenlerden kaynaklanan yine 1,5 saatlik bir rötarı tam havaalanına girerken haber verdiğinden Milas havaalanında cafelerde 1,5 saat öldürmek zorunda kaldık..İstanbul'a 21:30 gibi indiğimizdeyse 1 saatlik valiz bekleme çilesinin ardından 11:30'da eve varabildik. Kısacası gidiş ve geliş yolculuklarımız hariç, 1,5 gün için bile olsa Bodrum'u görmek, dostlarla vakit geçirmek ve Ege kasabasında olmanın huzurunu hissetmek çok ama çok keyifliydi..
Herkese keyifli günler dileriz,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder