Cunda'ya ilk kez 2012 yazında gitmiş ve 2 gün geçirmiştik. Bu yıl da 4
günlük kısa bir tatil yapmak üzere yolumuz düştü.. Daha önce kaldığımız
Ziya Bey Konağı, muhteşem kahvaltısı, her biri ayrı bir zevkle döşenmiş
odaları ve güler yüzlü işletmecileriyle çok keyifli iki gün geçirmemize
vesile olmuştu..Bu yıl da yeni açılan ve yine güler yüzlü sahipleri
olan Nefes Otel'de konakladık. Deniz manzaralı ferah odaları, her sabah
ayrı bir spesiyal hazırladıkları kahvaltıları ve hoş sohbetleriyle Nefes
Otel çalışanları da kısa tatilimizi bizim için unutulmaz kılan
unsurlardan biriydi.
|
Odadan Cunda manzarası |
Cunda'da denize girmek için belirli
plajlar var. Bizim gibi araçla geldiyseniz her gün farklı plajlara da
gidebilirsiniz. Çataltepe, Arkadeniz, Patriça plajları en bilinen
plajlar. Çataltepe'nin denizi dalgalı ve yosunlu olabiliyor. Kampçılar
tarafından çok tercih edilen Ada Camping'e de gidebilirsiniz. Biz
2012'de geldiğimizde de gittiğimiz, Ada Camping'in hemen yanındaki Su
Kaydırakları Cenneti'ne (Mocamp) gittik. Deniz aynı deniz, huzur aynı
huzur, üstelik akşamüstü esmeye başlayan rüzgarda uyumanın keyfi paha
biçilemezdi!! Daha sonraki gün Patriça koyundaki Minas Beach'i denemeye
karar verdik ve sakinliği ve güleryüzlü hizmeti nedeniyle o kadar memnun
kaldık ki ikinci günümüzü de burada geçirdik..
Minas
Beach'te giriş-duş ve şezlong için kişi başı 15 TL ödüyorsunuz, deniz
üzerine kurulu locaları ise 40 TL'ye kiralayabiliyorsunuz.. Patriça'da
daha meşhur olan diğer plaj Bıyıklı beach, dilerseniz orayı da
deneyebilirsiniz.
|
Su Kaydırakları Cenneti |
|
Patriça -Minas Beach |
|
Patriça Koyu-Eski Rum Manastırı |
Cunda'da akşamları ise ayrı bir keyif..Birbirinden
lezzetli mezeleri, meşhur balığı Papalinası, İmparator lokumcusu,
sakızlı dondurması, tavernaları, eski Rum sokakları hepsi ama hepsi de
insanı yaşadığına şükrettiriyor:)
Biz ilk akşam
rezervasyonsuz yer bulmanın oldukça zor olduğunu söyledikleri Deniz
Restaurant'ta biraz da şansa yer bulunca hayli keyiflendik:) Lakerdası,
beğendili ahtapotu, girit ezmesi, ege otlarından yapılmış karışık
salatası, balık köftesi, kaşarlı mantarı tek kelimeyle harikaydı!!
|
Mütevazi soframız:) |
İkinci akşam daha önce de gidip çok memnun
kaldığımız Moshos Tavernaya rezervasyon yaptırmıştık. Yunan müzikleri
eşliğinde rakınızı yudumlamak, eşsiz lezzetteki mezelerini ve deniz
ürünlerini tatmak ve Ege havasını solumak istiyorsanız kesinlikle doğru
adrestesiniz.. Kibar ve güleryüzlü garsonları, buzuki eşliğinde söylenen
Yunan ve Türk şarkıları her daim Moshos'u tercih etmemizdeki diğer
nedenler.
Son gecemizi yine mezeleriyle iddialı Girit
Meze Dünyası'nda geçirdik, burada Cunda'nın meşhur balığı Papalina'nın
da tadına baktık, gayet lezzetli çıtır çıtır yenen bir balık. Mezeleri
de Deniz ve Moshos kadar olmasa da başarılıydı.
Cunda'ya
gelip de meşhur lokmasından, sakızlı dondurmasından yememek olmaz deyip
akşam yemeklerimizin üstüne lokma üstü dondurma yapmayı da ihmal
etmedik:) Hele de işini büyük bir aşkla yapan Lokma İmparatoru abimizin
maharetle aynı boyda hazırladığı çıtır lokmaları tatmadan dönmeyin:)
|
Cunda Sokakları |
|
Taksiryarhis Kilisesi -İsa Freski |
|
Taksiryarhis Kilisesi |
Son günümüzde restore edilen ve müze
haline getirilen Taksiryarhis Kilisesi'ni gezip, Taş Kahve'de
kahvelerimizi içtik ve yola düştük. Dönüş yolunda Şeytan Sofrası'nı da
ziyaret etmeden gitmeyelim dedik, muhteşem manzarasıyla Şeytan Sofrası
ve şeytanın ayak izini fotoğrafladıktan sonra kısa tatilimizin sonuna
gelmiş olduk.
|
Şeytan Sofrası |
Kısa bir tatil planlamak istiyorsanız Cunda'yı planlarınıza dahil ediniz:)
Şimdiden iyi tatiller,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder