Hallstatt

Hallstatt…

Zamanın durduğu, eşsiz göl manzarasında dünyayı unuttuğunuz rüyalar köyü Hallstatt’a hoş geldiniz!! Unesco Dünya Mirası listesindeki bu gerçek üstü köye Viyana gezimizden bir gün çalıp gittik, trenle gidiş 3,5 saat- dönüş 4 saat sürmesine rağmen kesinlikle değdi!!

Hallstatt Motorla Karşıya Geçerken
Hallstätter gölü kıyısında yer alan bu şirin, küçük köyde dünyanın en eski tuz madenleri olduğunu öğrenince çok şaşırdık.  Tarih öncesi çağlardan kalma tuz üretimi ile bilinen Hallstatt’ta dağların 350-400 metre içerisine kurulu tünellerdeki binlerce yıllık  tuz madenlerini ziyaret etmek çok ama çok ilginç bir deneyimdi.
Hallstatt aslında Salzburg’a daha yakın. Bizim gibi Viyana’dan Hallstatt’a ulaşmak için en iyi ulaşım seçeneği ise tren.  Trene Westbahnhof’tan binip Attnang Puchheim istasyonuna kadar gidip ordan Hallstatt’a giden trene aktarma yapıyorsunuz. Gidiş dönüş tren bileti iki kişi 192 euro tutuyor. Hallstatt istasyonunda indikten sonra tren saatlerine göre hareket eden motorlarla karşı kıyıya geçiyor, geçerken de Hallstatt’ın eşsiz manzarasını fotoğraflama şansı buluyorsunuz.

Muhteşem Göl Manzarası

Hallstatt’ı günübirlik ziyaret ediyor olduğumuzdan, zamanımız kısıtlı olunca hızlıca Tuz Madenleri ziyaretini gerçekleştirmek istedik ancak madenlere ulaşmak biraz zahmetliJ Öncelikle dimdik bir yamaca teleferikle çıkıp, indikten sonra da yokuş yukarı yürümeye devam ediyorsunuz. Tepeye ulaştığınızda hava oldukça soğuk olmasına rağmen Hallstatt’a tepeden bakmak muhteşem bir his.
Madenlere girmek için koruyucu kıyafetler giymeniz gerekiyor, 15-20 dakikada bir, rehber eşliğinde tur yapılıyor. Dağların 350-400 metre içerisindeki tünellere girip yürüyor ve bu arada tur rehberinin madenlerle, tuz üretimi ve madencilerle ilgili verdiği bilgileri dinliyor, kısa filmleri izliyorsunuz. 

Tepeden Hallstatt'a Bakış
Skywalk:)

Koruyucu kıyafetlerin popo kısmının özel bir kumaşla kaplı olmasının sebebini ise, bir tünelin sonuna geldiğimizde öğreniyoruzJ Ahşap bir kaydırakla aşağıya kaymak için!! Tünellerde ilerledikçe daha derine inmek için hem eğlenceli hem de pratik böyle bir yol bulmuşlarJ  7000 yıllık bu tuz madenlerini gezmek bizim için kesinlikle çok ama çok ilginç bir deneyimdi. Yaklaşık 2-2,5 saat ayırmanız gereken bu deneyimin sonunda hediyelik eşya olarak sarımsaklı, acı biberli gibi çeşitleri olan tuzlardan da satın almanızı tavsiye ederiz. Ayrıca, tuz madenleri için bilet alırken dilerseniz “skywalk”u da dahil edebiliyorsunuz. Hallstatt’ı kuşbakışı görmenin ve bulutların üstünde olmanın keyfini böylece daha iyi yaşayabilirsiniz.

Özel Kıyafetlerimizle Biz
Tuz Madeni Enstantanesi:)

























Tuz madenlerinden sonra Hallstatt’ın şirin evlerinin sıralandığı küçük meydanında yer alan hediyelik eşya dükkanlarını gezip, bol bol fotoğraf çektikten sonra, tüm fotoğraflarda gördüğünüz Evangelist Kilisesi’ni gezdik ve hemen yanındaki Kemik Evi’ni(Beinhaus) dolaştık. Kemik evi, sınırlı mezarlık alanı bulunan Hallstatt’ta ölülerin kemiklerini güneşte beyazlatarak boyayıp sergilemeleriyle oluşmuş. Paris’teki Catacombes’u gezen bir çift olarak tabiki de burayı gezmeden olmazdıJ Catacombes ile kıyaslanamasa da burası da görülmeye değer bizce.

Minik Hallstatt Evleri:)
Evangelist Kilisesi ve Manzaranın Muhteşemliği


Beinhaus

Hallstatt’a bir günden fazla zaman ayırmak ve gece evlerden göle yansıyan ışıklı manzarasını görmek isteyenler için ise Heritage Hotel Hallstatt, Gastof Hirlatz, Pension Sarstein gibi otellere bakılmasını öneririz.


Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder